Osmaneli’nin kentsel dokusunun en önemli özelliği, günümüzde sivil mimari örnekleri olarak ilgi çeken geleneksel evleridir.¹ Geleneksel evler, Osmaneli’nin en eski mahalleri olan Cami-i Cedid ve Cami-i Kebir mahallerinde bulunmaktadır. Bölge, 2005 yılında kentsel sit alanı olarak ilan edilmiştir. Geleneksel Osmaneli Evleri Bursa Koruma Bölge Kurulu tarafından tescillenmiştir.
XVII. yüzyılda, Osmaneli’nde ipekböcekçiliği ve kozacılık işlemleri, yöre halkının başlıca geçim kaynağı olmuş, bu geçim kaynağı evlerin planlanmasına da yansımış; Osmaneli’nin geleneksel evleri, ipek böceği yetiştirmeye elverişli düzende ve ekonomik faaliyetlerin rahatça gerçekleştirileceği alanın ortaya çıkacağı şekilde inşa edilmiştir.² En üst katta böceklik denilen bir mekân oluşmuş, konutların tasarımında ortaya çıkan bu önemli mekân Osmaneli’ndeki ev planlarına özgünlük kazandırmıştır.³
Osmaneli sivil mimarisindeki evler, zemin kat dâhil iki veya üç katlıdır. Evlere giriş, avludan veya sokaktandır. Zemin kat; ahır, yiyecek deposu ve ipek böcekçiliği için gerekli dut yapraklarının depolandığı bölmesiz kısımdır. Zemin kattan merdivenle birinci kata yani yaşam katına ulaşılır, burada oda kapılarının açıldığı sofa bölümü bulunmaktadır. Genellikle iki veya üç oda ve bir sofanın yer aldığı plan düzenindedir. Bu mekân ailenin, oturma, yemek yeme ve çalışma gibi günlük yaşamın bütün ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Sofadan ayrı bir merdivenle ikinci kata ulaşılır, burası ipekböcekçiliğin yetiştirilmesine uygun olarak, tek hacimli ve bölmesiz olarak tasarlanmıştır.4
Osmaneli’nde geleneksel evler, genellikle ufak arsalar üzerine inşa edilmiştir. Evler, arsaların yaklaşık %50’sini kaplarken geri kalan alan, bahçe olarak değerlendirilmiştir. Yola cephesi olan bahçelerin büyük duvarlarla yol ilişkisi koparılmıştır. Bahçe duvarına ise, üstü saçaklı kapı evin yol üzerindeki giriş kapısı olarak da kullanılmaktadır.83 (Fotoğraf 1)
Osmaneli geleneksel evlerinin cepheleri, süsleme ve bezemeden uzaktır. Ancak üst kat cepheleri çıkmalar ile hareketlilik ve çeşitliliğe sahiptir.84 Çıkmalar payandalarla desteklenir. (Fotoğraf 2) Bazı evlerde üst kat cephesi, eşit üç parçaya bölünerek ortadaki zemin katla aynı düzeyde yer alırken, kenar kısmındaki odalar kısmi çıkma yapar (Fotoğraf 3). Tüm cephe boyunca çıkma yapan (Fotoğraf 4), çıkmasız evlere (Fotoğraf 5), cephe ortasında, tek cumbalı evler vardır. Bazı konut cephelerinde ise çıkmalarla birlikte devam eden bir balkon vardır (Fotoğraf 6).
Osmaneli geleneksel evlerinde kapılar, bahçe kapısı ve eve giriş kapısı olmak üzere ikiye ayrılır. Bahçe kapısı ahşaptan, çift kanatlı, üzeri saçaklıdır (Fotoğraf 10). Eve giriş kapıları çift kanatlı, ahşap, dökme demir tokmaklı, tepe pencereli ve tepe penceresiz olmak üzere ikiye ayrılır. Tepe pencerelerinin bazıları ahşap, bazıları demir parmaklıdır.86 (Fotoğraf 11)
Osmaneli geleneksel evlerinde pencereler, kanatlı ve giyotin olmak üzere ikiye ayrılır.
Osmaneli geleneksel evleri, moloz taş temel duvarı üzerine çatılmış ahşap karkas yapılardır. Ahşap karkas arası gözler kerpiç dolguludur, bazen zemin katta taş dolgu, diğer katlarda kerpiç dolgu örnekleri vardır. Duvarlar içeriden kıtıklı çamur sıva üzeri kireç badana, dışarıdan tatlı kireç sıva, yan cepheler ise kıtıklı çamur sıvadır.87
Giriş katı tek mekân olduğundan, ahşap taşıyıcı dikmeler orta kat duvarları altına gelecek şekilde yerleştirilmiştir. Orta katta oda bölmeleri bulunduğundan bu duvarlar ahşap karkas arasına kerpiç dolgu, kıtıklı çamur sıva üzeri beyaz kireç badanalıdır. Üst kat, böceklik için ayrılan bölüm olduğu için orta kat duvarlarının üzerine gelen ahşap dikmeler görülür. Tavan kaplı olmadığı için çatı kirişleri, asıklar, mertekler açık bir şekilde görülür.88
Osmaneli geleneksel evlerinde süsleme pek görülmez, cepheler yalın ve sade görünüme sahiptir. Ancak nadir de olsa süslemeye yer verilen evler vardır. Bunlara en güzel örnek, Tokluoğlu Konağı (Fotoğraf 12) ve Sedat Baydar Konağı (Fotoğraf 14)’dır. Tokluoğlu Konağı’nın tepe pencereleri renkli camlardan olup Ashab-ı Kehf’in isimleri Osmanlıca harflerle yazılmıştır. İslam inancına göre Ashab-ı Kehf’in isimleri, mekânlara sağlık, bereket getirdiğinden ve haneyi yangın, nazar, bela gibi musibetlerden koruduğundan Ashab-ı Kehf’in isimlerine yer verilmiştir (Fotoğraf 13). Sedat Baydar Konağı’nın çatısının alınlık kısmında İstanbul Boğaziçi manzarası kalemişi tekniğinde resmedilmiştir. (Fotoğraf 15)
KAYNAKÇA
Uluengin B., Saatçi S., a.g.e 2009, s. 58.
Battalgazi Pamir A., Yücel A., Osmaneli’nde Sosyo-Ekonomik Değişimlerin Konut Tipolojisine Etkileri, İtü Dergisi/a Mimarlık, Planlama, Tasarım, 2005, s. belirtilmemiş.
Uluengin B., Saatçi S., a.g.e. 2009, s. 58.
Gündoğdu G. C., a.g.e. 2014, s. 41.
Battalgazi Pamir A., Konut Tipolojisi ve İç Mekan Kullanımında Ekonomik ve Sosyal Yaşam Değişimlerinin Rolü ve İpekçiliğin Etkileri, Osmaneli Lefke Kasabası Örneği, Yayınlanmamış Doktora Tezi, İstanbul 2004, s. 98.
Battalgazi Pamir A., Yücel A., a.g.e, 2005, s. belirtilmemiş.